Tavsiye

Alfalık Yanılgısı Hakkında

Şu sıralar piyasada çil yavrusu gibi üreyen “alfa” erkeklere itafen bu yazıyı yazmayı boynumun bir borcu olarak görüyorum. Keza, kaldığınız konuttan aşağıya inip çevrenize baktığınızda her köşe başında görebileceğiniz bu “kendilerince alfa olan” bireyleri biraz bilinçlendirmek istiyorum. Gerçi, bunun için önce açık fikirli ve egolarından kısmen arınmış olmaları gerekiyor. Her neyse, en azından belli bir kesme bu konuda bir farkındalık kazandırabileceğimi düşünüyorum. “Alfa” kelimesini herkes ağzına sakız ettiğinden ötürü, ” alfalık ” zamanla olması gereken anlamından uzaklaştırıldı, yanlış anlaşıldı. Öncelikle alfalığı, Tanrı olmakla karıştırmamak gerekiyor. Halk arasında “alfa erkeği”, insanların gözünde öyle bir imaj canlandırıyor ki alfa, sanki sınırsız bir güce sahip veyahut insanlığın üst bir formuymuş gibi.

Alfalık ve Anlamı

Şöyle ki alfalığın esas anlamı, kendi sürüsünün lider pozisyonundaki sürü üyesidir. Bakın altını çiziyorum, kendine ait bir sürüsü var ve ayrıca lider olmasına rağmen hala sürüsünün bir üyesidir. Ayrıca sürüdeki lider dışındaki diğer potansiyel liderler de beta tip olarak adlandırılır. Delta ise gruptaki düz üyeleri kapsar. Bunlar dışında üç tip daha vardır, lakin oralara bu yazıda girmeyeceğim. Keza, henüz bu üçü bile doğru düzgün anlaşılmamış.

alfalik

Öncelikle, alfa, sürüsünün sadece lideridir. Lider kelimesi önemlidir. Bakın bir lider, yönetici veya diktatörden farklı bir şeydir. Dolayısıyla, alfa ne sürüsünün sahibidir ki sürüsündekilere köpek gibi davranabilir ne de Tanrı’dır ki gücünün bir sınırı yoktur. Gelgelelim ki şu “sözde alfalar” henüz bir sürüye (lideri olduğu bir insan grubu) bile sahip değillerken önüne gelen herkese “alfalık” taslayarak kendilerini üstün göstermeye çalışırlar. Komiktir ki ne bir alfanın sahip olduğu sürü avantajına sahiptir, ne de alfalığın gerektirdiği karakter olgunluğu ve deneyimine sahiptir. Neymiş? Bir diyalogda tüm kararları sen verecekmişsin, umursamaz ve cool olacakmışsın, bir grup içinde tüm ilgiyi üstüne çekecekmişsin vesaire… Bunları yaparsan “alfa” oluyormuşsun. Hadi canım!? Yok sana alfalık falan. Alfalık yapacağım derken bir gün ya bir kızdan tokat yiyeceksiniz ya da birisi yüzünüzü yeniden şekillendirecek. Kendi iyiliğiniz için, lütfen kendinize gelin.

Gerçekten o kadar trajikomik ki. Ve bir o kadar da saçma. Hayır, her insanın alfa olamayacağı gerçeğini geçtim, genel olarak alfa karaktere sahip olan bir insan bile sürekli alfa pozisyonunda bulunamaz. Toplum içerisinde, gün içerisinde, defalarca bu rolleri değiştiririz aslında. En fazla, genel bir rol eğilimi olabilir, yani mutlak alfalık ya da mutlak bir rol yoktur. Kaldı ki beta tiplere kuzu/koyun diye diye üçüncü sınıf ülke insanı muamelesi yapıyorsunuz ama ne alfa betadan üstün ne de tam tersi. İkisinin de belli artı ve eksileri var. Gün içinde defalarca beta ya da delta tip insan rolüne bürünüyorsunuz, farkında bile değilsiniz. Şaşırtıcı değil mi?

Oturup bir düşünün: Sokağa iniyorsunuz. Bir yerden bir yere varmak için şehir içi ulaşım hatlarını kullanıyorsunuz. Kafelere giriyor ve belli rutinlerinizi gerçekleştiriyorsunuz. Bu sistemin bir parçası olduğunuzdan ötürü bu insan topluluğunun da bir parçasısınız. Dolayısıyla, fabrika ayarlarınızda bir deltalık var zaten. Diyelim ki babasınız, sürünüzün (ailenizin) alfasısınız. Sonraysa, iş yerine gidiyorsun ve birilerinin altında çalışıyorsun. E hani alfaydın sen, şimdi niye betalık ya da deltalık yapıyorsun? Değil mi? Bu tipler, sürüye ve o anki duruma bağlı olan rollerdir sadece. Başka bir tipin de bu ikisinden öyle ahım şahım bir farkı yok. Onlar da karakterleri ve tercihleri doğrultusunda bu hiyerarşide yerlerini bulmaya çalışan insanlar. Nihayetinde, alfalık ve diğer bütün tipler birer “durumsal tercih meselesi”dir. İnsanlar da kişilikleri ve içinde bulundukları durum doğrultusunda bu tiplerden birine eğilimli oluyor ve onu tercih ediyorlar.

Sözün özü şu: “Hatunlar alfalardan hoşlanır.” diye bir algı oluşturuldu, şimdiyse her yerde Çin malı çakma alfa erkekleri dolaşıyor. Sanki büyük bir meziyetmiş gibi. Abi, yok öyle bir şey. Birini etkilemek için karakterini baştan yaratamazsın, kaldı ki öyleymiş gibi davranmaya çalışınca da öyle olmuyorsun. Olduğun gibi de olamıyorsun. Bu ikisinin arasında, biçimsiz, saçma sapan bir şey oluyorsun. Azıcık kendini geliştirip kendine güvensen zaten bu isteklerinin elde etmenin ulti-über zor bir şey olmadığını fark edeceksin.

Bir sonraki yazımda, alfalık ve diğer tüm tiplerin gerçek tanımlarından bahsedeceğim. Beklemede kalın.

4 Comments

  1. Hayatım boyunca sizin gibi eğitici bir site görmedim. Dün gece siteye ilk kez 1’de girdim 3’de çıktım. Sabah oldu yine giriyorum ve çıkamıyorum. Benim gibi insanlar için eğitici olduğunuz için size minnettarım

  2. Bende kesinlikle uzun süreden beri takip ediyordum ve uzun süredir ara vermiştim geri girdim çıkamıyorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir