Psikolojik Manipülasyon, Tavsiye

Teknik 1 | Bilinesi Soru

Öncelikle, bu yazının ( Bilinesi Soru ), bir yazı dizisinin ilki olacağını belirtmem gerekiyor. Yazı sayısı ise belirsiz. Yeni teknikler hazır olduğunda veya eskileri güncellendiklerinde, isimleriyle birlikte yayımlanacak. Böylece siz de birbirinden çoğunlukla bağımsız yazılardan oluşacak bu seriden, istediğiniz yazıyı seçebileceksiniz. Bir cep kitapçığı niteliğinde belki, akademik bir yazı olmaktansa fersah fersah uzak tabii ki. En azından şimdilik planım bu yönde.

Bilinesi Soru

Bilinesi Soru‘dan kastım şu: Karşı tarafa, karşı tarafın cevabını bileceği tarzda sorular sormak. “Bu mudur yani?” dediğinizi duyar gibiyim. Bu kadar mı yani? Lakin ki “Evet, budur.” Öncelikle size bu kadar basit bir metodun nasıl oluyor da işe yarıyor olduğunun, temel dinamiklerdeki işleyişini bir anlatmam gerekiyor. Gelin gelin, toplanın.

Temel dinamikleri bir tanımlayayım hemen: Benim için, bilinçaltını ve vücudumuzdaki ilkel mekanizmaları temsil ediyor. Tabular olsun, toplumsal bilinç, libidolar, insan doğası, toplum baskısı vesaire ne kadar soyut/muamma şey var, benim için hepsi “temel dinamikler“in altında toplanıyor.

Şimdi, sorumuzu soruyoruz. Tabii ki bu soru, karşımızdaki insanla muhabbetimiz hafiften ısınmaya başlarken sorulmalı. Muhabbet ısındıktan sonra size çok bir getirisi olmaz, muhabbet ısınmadan da biraz absürt durabilir. Yine siz bilirsiniz tabii ki. Yedirin bir yere işte soruyu.

Mesela karşınızdakinin müzikle hafiften alakalı olduğunu biliyorsunuz ve telefonunuzdan bir video klip açmışsınız. Senaryo şöyle gelişebilir:

Siz: Ya (parmakla göstererek) şuradaki adamın çaldığı enstrüman neydi? Bir türlü hatırlayamadım.

Karşı: Aa, dur! Hatırlayacağım. Viyolaydı sanırım!

Vesaire, vesaire… Çoğaltılabilir, bu tarz örnekler. Yukarıdaki örnekte, belki de enstrümanın adını biliyordunuz. Ama olsun, karşı tarafın bu soruyu bilebileceğini, size kanıtlamasına izin verin. Bu çok insani bir ihtiyaçtır, neredeyse hiç fark edilmese de. Siz de bunu besleyeceksiniz.

İhtiyaç duyulmaya ve de duymaya muhtacız. Yukarıdaki örnekte, karşıdakini ihtiyaç duyulan kişi konumuna sokuyoruz. Ve sizin bu tarz bir soru sormanız, soruyu muhabbete ne kadar güzel yedirebileceğinizle doğru orantılı olarak, karşınızdakiyle samimiyetinizde kilit bir nokta olabilir.

Fark ettiğiniz üzere, bu teknik dediğim yöntem, direkt bir getirisi olmaktan çok, genel samimiyeti arttırmak yönünde. Şahsen, böylesini daha faydalı ve mantıklı buluyorum. Keza samimiyetinizi yeterince arttıramadığınız birinden bir şey istemek, olayı garip bir duruma sokabiliyor. O yüzden, her şeyden önce, temiz oynayabilmek adına, samimiyet arttırılmalı. Normalde, samimiyet, kendi kendisine zaman içinde gelişen bir şey. Bir süreç alıyor dolayısıyla. Fakat, siz, kilit hamlelerle bu sürecin daha erken sonlanmasını sağlayabilirsiniz. Sonucunda ise elde etmek istediğiniz şeye, garip bir duruma düşmeden, en kısa sürede ulaşacaksınız.

Bugünlük bu kadar. Daha fazlası için, lütfen takipte kalın!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir